İlk Vahiy
İlk Vahiy
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.” (Alak, 1-5)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Eğer benim bildiğimi sizler de bilmiş olsaydınız, muhakkak ki, pek az güler ve çok ağlardınız!”
(Buhârî, Tefsîr, 5/12)
Allâh Rasûlü (sav) kırk yaşında idiler. Vahye muhâtab olacak mânevî kıvâma ulaşmak için geçirdiği, hazırlık mâhiyetindeki altı aylık zaman sona ermişti.
Rasûli Ekrem (sav) Efendimiz, mûtâdı üzere Hirâ Mağarası’nda idiler. Cebrâîl (as) geldi ve Hazreti Peygamber’e:
“–Oku!” dedi.
Peygamber Efendimiz:
“- Ben okuma bilmem!” karşılığını verdi.
Bunun üzerine melek, Hz. Peygamber (sav)’i tâkati kesilinceye kadar sıktı. Sonra yine:
“– Oku!” dedi.
Fahr-i Âlem Efendimiz yine:
“– Ben okuma bilmem!” cevâbını verdi.
Cebrâîl (as), ikinci kez O’nu tâkati kesilinceye kadar sıktı. Sonra tekrar:
“– Oku!” dedi.
Hz. Peygamber (sav) yine:
“– Ben okuma bilmem! (Ne okuyayım?)” dedi.
Cebrâîl (as), Varlık Nûru’nu üçüncü defâ da sıkıp bıraktı. Ardından vahyi ilâhîyi kendisine şöyle bildirdi:
“Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.” (Alak, 1-5)
Bu emri ilâhî ile Allâh Rasûlü’nün şahsında bütün insanlığa Rabbin en büyük lutfu olan Kur’ân-ı Kerîm’in nüzûlü başlamış oldu. (Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa (sav), Erkam Yay.)