Edeb ve Dua
Edeb ve Dua
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez.” (A’râf, 55)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Siz bir sağıra duâ etmiyorsunuz. Her şeyi hakkıyla işiten ve size pek yakın olan bir Allâh’a niyâz ediyorsunuz.” (Buhârî, Cihad, 131)
Duâlarda ilâhî lutfa kavuşturacak olan, sâdece gür sesle ve bir gösteri edâsıyla söylenen, riyâkârâne, yapmacık ve kalbin iştirâk etmediği parlak cümleler, ciğerleri yırtarcasına bağırmalar ve nümâyişli sözler değildir. Şâyet böyle olsaydı, bütün bunların zıddına, iniltiden öteye sesi çıkmayan, kanlı gözyaşlarıyla yakaran muzdarip bir hastanın veya kendi nefesine sözü geçmeyecek derecede zayıf gariplerin duâlarının kabul görmemesi gerekirdi. Bunun aksi bir düşünceye sâhip olmak ise, gönül ve hâl lisânını bilmemek ve onu âdeta yok farzetmektir.
Duâda bu gibi taşkınlıklarda bulunmak, aslında duânın özünü, rûhâniyetini ve kudsiyetini zaafa uğratır. (Osman Nûri Topbaş, İnsan Denilen Muamma, Erkam Yay.)